METALLICA

FOTO ALBÜMÜ                       ŞARKI SÖZLERİ                      BİYOGRAFİLER

Metallica Fotoğrafları                
Şarkı Sözleri   
                 Biyografiler

      Fotoğraf Albümü, Şarkı sözleri ve Elemanların biyografileri için yukarıdaki linkleri tıklayın. ÖNEMLİ: Fotoğraf Albümü ve Şarkı Sözleri bölümünde, üzerine tıkladığınız fotoğraf/şarkı yeni bir pencerede açılacaktır. Bundan sonra farklı bir linke tıklarsanız açık olan birinci sayfanın yerine son tıkladığınız sayfa yüklenir!         Anlamadım :(

      Grubun hikayesi ve Kronoloji bölümü için bu sayfaya devam edin...  

HISTORY
      Bugün heavy metal'in, bir zamanların aksine, saklandığı yerden çıkıp rock'ın en önemli dallarından birisi haline gelmesindeki en büyük pay kuşkusuz kilometre taşı sayılan çalışmalara imza atarak bu işin bir çok klişelerinden sıyrılmasını sağlayıp kuralları yeniden yazan Metallica'ya aittir. Bu bakımdan Metallica trash'in kurucusu sayılır. Metallica'nın sound'u özellikle ilk zamanlardaki yorumu NWOBHM'den (New Wave Of British Heavy Metal) etkilenmişse de, punk'a daha çok yaklaşıyordu. Diamond Head, Tygers of Pan Tang, Samson, Sweet Savage, Witchfynde ve Holucaust gibi gruplar, Metallica'nın kurucusu ve lideri James Hetfield ve baterist Lars Ulrich'in müzikal oluşumunu derinden etkilemişlerdi. Bu aşamada grup single'ları ve Garage Days Re-Revisited'in bu etkideki klasikleri ile geniş kesimlerce tanınmaya başladı. Lars Ulrich 1970-1980 yılları arasında NWOBHM terimini yaratan haftalık ingiliz dergisi Kerrang'ın direktörü Geoff Barton'la birlikte gerçekleştirdiği New Wave of British Heavy Metal '79 Revisited albümle bu türün en iyi örneklerini bir araya topladı. Ulrich'i Los Angeles gazetelerinden The Recyler'a ilan vermeye iten ve bu sayede o sırada Leather Charm'ın gitarist ve vokalistliğini yapan James Alan Hetfield'la tanışmalarına neden olan şey, bu türün işlenmemiş olan seslerine duyduğu tutkuydu. Ulrich ile Hetfield, Lloyd Grant ile birlikte bir kaç NWOBHM cover'ı ile Hit The Lights'dan oluşan bir demo hazırladılar. Daha sdonra Grant'in yerine Dav Mustaine geldi, basa da Hetfield'in ev arkadaşı Ron McGovney geçti. Brian Slagel'la birlikte "Metal Massacre" adında bir derleme hazırladılar.

      Heavy metal'in bu efsanevi demosu, "No Life Till Leather"in kaydıyla prestij sahibi öncüler arasına girmeyi başardı. Hard rock akımının takipçileri tarafından Kill'em All'daki parçalar kilometre taşı olarak kabul edildi.

      Pek belli olmamasına karşın, Los Angeles, müzikten ziyade imaja önem veren glam metal grupları ile Metallica'nın buluşma yeridir. Bu yüzden grup, 83 Şubat konserlerinin halka ulaşmasında büyük başarı kazandıkları San Francisco-Bay Area'ya taşındı. Burada McGovney yerini bir hipiye, Cliff Burton'a bıraktı. Birkaç ay sonra da Mustaine'in yerini alacak olan Exodus'un basçısı Kirk Hammet ile tanıştılar.

      Topluluk yeni albümü Kill'em All'ı, Rock n' Roll Heaven adlı bir dükkanı olan ve Hetfield ile Ulrich için avrupadan plaklar getiren Megaforce şirketinin başkanı Johnny Zazula için kaydettiler. Orjinal isim "Metal Up Your Ass"di; ancak sansüre uğramaktan korktukları için albüm piyasaya çıkmadan kısa süre önce albümün adını değiştirdiler. Bu albüm, Metallica'nın daha sonraki çalışmalarını trade mark haline getiren "gerçeğin yıkımı" olgusunu henüz gerçekleştirmediği bir dönemde hazırlanmıştı ve sadeliğiyle dikkat çekiyordu. Hetfield, metalik bağımlılık sağlayan klişe sloganlar atıyordu:

          Tek vücut olmuşuz, aynıyız hepimiz
          Aynı şey için savaşıyoruz
          Deri ve metal üniformamız bizim
          Kendimizi koruyoruz
          Dünyayı ele geçirmek için toplandık
          Heavy metalimizle
                                  (Metal Militia)

      Heavy metal'in sembollerini içeren ve diğer türün diger gruplarının da severek kullandığı temaları işleyen albüm gerçek bir başarıydı. Bunu 2. Albümleri "Ride The Lightning"i çıkardıkları sırada Lars Ulrich de onaylar: "Rock'ın bu dalındaki grupların çoğu şeytan, ölüm ve rock n' roll üzerine basit şeyler söyler. Kill'em All'da bizim de yaptığımız buydu. Tüm parçalar çoğul şahısla yazılmıştı. Ama ilerleme kaydettik, Ride The Lightning'deki parçaların mesajları çok kişisel, tekil şahısla yazıldılar. Albüme adını veren parça elektrikli sandalye ve vereceği korkudan sözederken, "Trapped Under Ice" bir insanı yıllar sonra çözmek üzere gerçekleştirilen dondurma işleminden sözeder. Heavy metal'in klişe kalıplarından bile bile uzaklaştık."

      Ride The Lightning müzikal açıdan da bazı gelişmeler gösterir. Şarkılar öncekilere göre beklenmedik melodi açıklıklarını göstermek üzere ultraheavy'lerin (Fight Fire With Fire, Creeping Death) yanısıra, tek telli (Fade To Black, Escape) ile yazılmıştır. Bu albüm de Kill'em All gibi avrupada Music For Nations'tan, Amerika'da ise Johnny Zazula'nın şirketi Megaforce'dan yayınlanır. Plağın çıkışından kısa süre sonra Elektra ile anlaşma imzalanır ve ilk iki albüm Elektra tarafından yeni etiketiyle tekrar çıkar. 85 yılında Donnigon Festivali'nde ve üç birkaç hafta sonra California Oakland'da 90000 kişiye verdikleri konserler sayesinde ünleri iyice belirginleşir.

      Metallica bu başarıyı yeterli görmeyerek yeniden stüdyoya kapanıp popüler müziğin gidişini değiştirmek iddiasıyla yeni bir albüm hazırlamaya koyuldu. Müzik ve sözler açısından iddialı ve grubun gelmiş geçmiş en iyi albümüydü. Uzun ve karmaşık yapıları olan parçalar -ki bu mutlaka bilerek yapılmıştı- heavy metale, hatta rock müziğine yeni ufuklar açmıştı. Albüm, temaları çok değişik parçalardan oluşuyordu: "Disposable Heroes"ta savaş, "The Thing That Should Not Be"de fantazi, "Master of Puppets"da uyuşturucu ve "Welcome Home"da delilik gibi... Metallica'nın 2. Albümleri ile başlayan metale "farklı" bakış açısı iyice belirginleşmişti, ezber söylenen klişe sözlerden iyice uzaklaşmışlardı artık. Albüm genelinde karamsar bir hava hakimdi. Ozzy Osbourne' çıktıklar Amerika turnesinin ardından albüm klasikler arasına girdi ve 1 milyon satarak gruba ilk platin plak ödülünü kazandırdı. Tam başarının meyvelerini Toplamaya hazırlandıkları sırada beklenmedik bir felaketle karşılaştılar: 86 yılında 26 eylül gecesi, avrupa turnesinin başlamasından bir iki gün sonra Stockholm'den Kopenhag'a giderken otobüsleri kaza yaptı ve camdan fırlayan Cliff Burton devrilen otobüsün altında kalarak yaşamını yitirdi. (Hetfield Cliff'in ona verdiği yüzüğü hala takıyor!)

      Cliff bol paça pantolonlarıyla atmışlı yıllara duyduğu sevgiyi yansıtırken, grubun en yanlız ve heavy metal klişelerinden en uzak duran elemanıydı. Zamanından uzak ve üstün teknoloji ürünü araçlarla donanmış bir hippi olduğunu konserlerde çaldığı parçalarla (The Call Of The Ktulu ve Orion) gösteriyordu. Uzun süren seçmelerin ardından Flotsam and Jetsam'den Jason Newsted'i buldular. Teknik olarak imaj ya da sahne açısından kendinden öncekileri takit etmek zorunda kalmadığı için Newsted grubun hayranları tarafından hemen benimsendi. Newsted bu iş için biçilmiş kaftandı ve enerjik Metallica konserlerinin en önemli kişilerinden biri haline geldi.

      Yeni basçılarıyla yaptıkları ilk albüm çalışması 87 yılında hazırladıkları cover "The $5.98 EP-Garage Days Re-Revisited" oldu. Albümde Budgie'den "Crash Course in Bragin Surgery", Diamond Head'den "Helpless", Misfits'ten "Last Caress/Green Hell", Holocaust'tan "The Small Hours" ve Killing Joke'tan "The Wait"i seslendirdiler. Bu albümden, kendi soundlarının bütün etkilerinin bir örneği olarak sözedilebilir.

      Bir kaç ay sonra ilk Long-Video'ları "Cliff'em All" çıktı. Bu videodaki görüntüler hayranlarının gizli gizli yaptıkları kayıtlardan derlenmişti. Ve grubun olağanüstü başarısının sırlarını araştıran, açıklayan amatör çekimlerdi.

      Yeni albüm için 88 Ağustosuna kadar stüdyoda beklendi ve Master of puppets'la başlayan kompozisyonu daha ileriye taşıyacak olan ve iki kez basılan "...And Justice For All" piyasaya çıktı. Ancak yetersiz bir albüm olduğu gözden kaçmadı, uzun kompozisyonlar Master of Puppets'taki kadar başarılı olamadı ve albüm grubun o ana kadar çıkardıkları en zayıf albüm ilan edildi. Ancak "Harvester of Sorrow" gibi bazı parçalarda eski şarkılarla benzerlik görünüyor, özellikle sözler karamsar yaklaşımı perçinliyordu. Bu albüm daha gerçekçi bir çalışmaydı ve albüm boyunca işlenen konu doğruluktu. Albümün tartışılmaz en büyük parçası "One"dı. James Hetfield bu parçayı Dalton Trumbo'nun "Johnny got His Gun" adlı kitabından esinlenerek yazmıştı. Savaştan dönen, kollarını ve bacaklarını yitirmiş bir askerden bahsediliyordu. Albümle birlikte Metallica'nın ilk single'ı olan "One" da piyasaya sürüldü, ardından da ikinci single "Harvester of Sorrow". Albüme adını veren parçada Amerikan adalet sistemindeki çarpıklıklar ve rüşvetten sözediliyordu.

      Grup o güne dek klip çekimlerini reddetmişti; ancak plak şirketinin baskılarına daha fazla dayanamayıp, her hard rock klibinin çekildiği yerlerde olmamak şartıyla klip çekimine razı olmuştu. Dört arkadaş parçada anlatılan bu korkunç öyküye uygun bir klip hazırladılar. Grup müzik endüstrisinin tuzaklarına düşmeden kendi çizgisini korumayı başarmıştı. (Yazmayı burada bıraksak mı kine?!!!)

      ...And Justice For All'la başlayarak daha karmaşık kompozisyonlara grup ilk çalışmalarının en belirgin örneği olan enerjik havayı yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu. On dakikaya kadar süren parçalar önceki albümdekinin tersine, dinleyiciyi heyecanlandırmayı başaramadığı için gittikçe verimsizleştikleri yolundaki ilk sinyalleri vermeye başlıyordu. İlk iki albümün duyguları harekete geçiren "sade" parçalarına dönme vakti gelmişti. Böylece daha çok Motley Crue gibi ticari hard rock gruplarıyla çalışan prodüktör Bob Rock ile çalışmaya başladılar. (Bazıları çöküşün hikayesinin bu olayla başladığını söyler [Ben söylemem]). Uzun bir bekleyişin ardından 1991 yılında sade ama olağanüstü etkili albümleri "Black Albüm"ü çıkardılar. (Albümün ismi yok aslında, sadece kapağından dolayı bu adla anılıyor.) Ortaya ses, enerji ve kuvvet açısından olağanüstü bir albüm çıkmıştı. Sözlerde ve ritmde kompozisyon açısından birçok yenilik göze çarpıyordu: Parçaların, genellikle, kısalığına karşın, belli yerlerdeki vurgular dışında beklenmedik melodik çıkışlar yoktu ve sözler yalındı.

      "Nothing Else Matters"ta gruba 40 kişilik bir orkestra eşlik etmişti. Bu çalışma Hetfield'ın en iyi vokallerinden birini ortaya koyduğu parçaydı aynı zamanda. Grup metal klişelerini bir yana bırakıp müziğe önem verdiklerini vurgulamak istercesine albüm kapağının siyah olmasını istemişti. (Bazılarına tam tersi gelebilir; oysa kapağa kanlar süzülen bir kurukafa koymak da vardı!)

      Sağ alt köşede Amerikan ihtilali sırasında Virginia Gönüllüler Ordusu'nun bayrağındaki sembol olan yılan belli belirsiz görünüyordu. Bu bayrakta, albümdeki bir parçaya da isim olmuş sözcükler "Don't Tread On Me" yazılıydı. Albüm Özellikle Körfez Savaşı sırasında esen milliyetçilik rüzgarı nedeniyle tepkiler aldı; ancak Don't Tread On Me savaştan önce yazılmıştı ve bayrak da Amerikan bayrağı değil, Virginialı askerlerin bayrağıydı. Genelde şarkı sözleri, Metallica'nın tüm şarkılarının söz yazarı, James Hetfield'ın otobiyografisi gibi olan "The God That Failed" dışında çeşitliydi. Şarkıda Christian Scientist adlı bir grubun ilkelerinden ve Yehova Şahitleri gibi iyileştirilmeyi reddetmelerinden bahsediliyordu. Ebeveynleri bu grubun üyesi olduğu için, Hetfield'in büyüme çağında bazı iç çatışmalara maruz kaldığı akla geliyordu.

      Sonuç olarak Black Albüm, değişik elementler arasında varılan uyum açısından, grubun bugüne değin yaptığı en olgun albüm olarak nitelendirilebilir.

      Artık herkes, bundan sonraki albümün grubun en kaliteli çalışması olacağını umuyordu. Ve maalesef herkes hayal kırıklığına uğradı. 96 yılında çıkan "Load" albümü Metallica'nın en yavaş albümüydü ve bir kaç parça dışında kesinlikle metal yapmıyorlardı."Until it Sleeps", "Hero of The Day" ve "King Nothing" albümü götürür diye düşünülerek yapılmış parçalardı; ancak üçü de bekleneni veremeyen çalışmalar olarak tarihe geçtiler.
      Load ile birlikte grup şaşırtıcı bir imaj değişikiği yaptı. Saçlar kestirildi, ünlülerin fotoğrafçısı Anton Corbijin'e fotoğraf çektirildi. En büyük değişiklikse, Metallica'nın değişmezi sayılan logonun değiştirilmesi oldu. Yeni logo "evet, biz artık yavaşladık" diyordu!

      Kirk Hammett ve Lars Ulrich bile artık heavy metal grubu olmadıklarını kabul ediyorlardı. Fakat grubun içinden bundan hoşnut olmayanlar da vardı. Grubun basisti Jason Newsted '97 başlarında bir toplantı düzenleyerek kendisinin Metallica'da çalmasının nedeninin Metallica'nın bir zamanların en sert grubu olması olduğunu ve grubun tekrar köklerine dönmemesi halinde gruptan ayrılacağını söyledi.

      Kısacası "Load" herkes için tam bir hayal kırıklığı oldu. Grup sanki metal yapmaktan sıkılmış gibiydi. Gerçi Metallica çok sert eleştirileri haketti diyemeyiz; eleştirilen şey hep "yavaşlamaları" oldu ve bu da Bob Rock ile çalışmalarına bağlandı çoğu tarafından. Bir yere kadar doğru olabilir bu, ancak grup üyelerinin artık 19 yaşlarında olmadıklarını unutulmamalı! Tabii ki, orta yaşın getirdiği ağırbaşlılık müziklerine yansıyacaktı. Kimse Kill'em All'daki çılgın gençleri değil, 15 yıl sonrasını eleştirdiğini anlamadı nedense! Sonuç olarak Load için asla "berbat" denemez, hatta "kötü" de denemez. Akıllı olanlar "yavaş" da demez, "öncekilere göre yavaş"tır albüm çünkü.

      Yoğun eleştiri alan grup, bir yıl sonra, '97 de, yeni çalışmaları "Re-Load"ı piyasaya sürdü. "Load'a göre daha kaliteli olan albüm yine de Load gibi öncekileri aratıyordu. Bu arada James Hetfield RE-LOAD adlı albümde çoğu şarkının Jason tarafından yazıldığını ve grubun köklerine geri döneceğini söyledi.

      Re-Load'dan sonra grup 2. cover albümleri olan Garage Inc.'i piyasaya sürdü. Bu albüm Load ve Re-Load'a göre çok daha başarılı oldu! Bazıları artık Metallica'yı eleştirmeyi alışkanlık haline getirdiği için Bu albümü de beğenmediler! Oysa albüm cover'dı ve "Black Sabbath", "Bob Seger" gibi kilometre taşı sayılan grupların çalışmalarıyla doluydu ve beğenilmeyi hakediyordu. Tabii ki "Metallica yorumu" tam puan alıyordu bu albümde...

      Metallica'nın son albümü ise "S&M" oldu. Tipik Metallica mantığı vardı bu albümde de: "farklı bir şeyler yapmak." "Symphony & Metallica" albümü, adından da anlaşıldığı gibi klasik müzik ve metalin birleşimi bir albümdü. "Battery, One, Enter Sandman..." gibi unutulmazların yanında, "Minus Human, No Leaf Clover" gibi yeni parçalardan oluşuyordu albüm. Tabii ki "Yavaşladılar!"cılar iyice çıldırdılar bu albümle.

      Uzun sözün kısası, Metallica her albümünde değişik bir kompozisyon oluşturmuş, farklı temalara yönelmiştir. Heavy Metal adına "fix konulardan ve sözlerden uzaklaşıp daha farklı konulara yönelerek" yeni bir dönemin başlatıcıları olmuşlardır. Ve tabii ki metal müziğin unutulmaz "The Four Horseman"ı...

Bu yazının büyük bir bölümü Alessandro Massara'nın "Metal Up Your Ass!" adlı yazısından derlenmiştir.

KRONOLOJİ        FOTO ALBÜMÜ       ŞARKI SÖZLERİ        BİYOGRAFİLER